Bodrum’un dar, eski, keyifli sokaklarında gezinirken eski taş evleri seyretmekten büyük keyif alıyorum. Şehrin dokusunu ve tarihini hissettiğim bu sokaklarda her seferinde yeni şeyler keşfediyorum. Yasemin veya begonvillerin sardığı kapılardan içeri bakıp avluları izliyorum. Bodrum’a yazlıkçı olarak geldiğim yıllarda (ki bu 20 yıl kadar epey uzun bir zaman) sıcak havadan dolayı merkezden hep kaçardım. Olabildiğince koylarda, deniz kenarında ve içinde serin kalmayı tercih ederdim. Bodrum’a taşınınca havalar serinler serinlemez kendimi merkeze atıp keşfe başladım. Sokak sokak gezip ne var ne yokmuş diye merakımı beslemeye karar verdim.

Işte bu keşif turlarımın ilkinde onca zamandır oralardan kaçındığıma pişmanlık duyduğum bir “İspanyol”a rastladım. O an görür görmez bayıldımm. “Herkesin bir la pasion hikayesi vardır” sloganı benim için de aynen böyle vuku buldu. Işte La Pasionla tanışma hikayesi böyle başladı.

Soğuk bir kış günüydü, şömineli sıcak bir mekan olsa diye kafamdan geçirdiğim düşüncelerim adeta beni oraya yönlendirdi. Girer girmez dikkatimi çeken keyifli avlusu, küçük yemek salonunda çıtır çıtır yanan odunların sesi ve sıcak ambiyansı beni benden aldı. Mekanın sıcak sahipleri, tapasları, yemekleri derken kısa sürede Bodrumda en sevdiğim mekan haline geldi. Yaz’ı ayrı kışı ayrı ambiyans olan bu eski taş ev’in şimdiki halini görmediyseniz ilk fırsatta uğrayın bir tanışın, kışın sangria yazın güzel kokteyllerinden, yiyebileceğiniz en güzel San Sebastian cheesecake’ini, tapaslarını mutlaka denemelisiniz.

En güzel avlulu taş restoranlar arasında ilk sırayı kapan La Pasiondan sonra seveceğiniz bir kaç mekan daha eklemek isterim buraya. Çarşı içinde rastlayacağınız güzel sokakların içinde yer alan Keçi, Dükkan, Avlu, Nar Altı kendini ıspatlamış mekanlar. Bu yıl açılan, Halikarnas sahilde, nefis mimarisiyle yemekleriyle anında popüler mekanlar arasında yerini alan Dada- Sahrap, adı üstünde ekranlardan tanıdığımız sevgili Sahrap Soysal’ın Okan Bayülgen ile olan ortak mekanı. Enerjisiyle oraya değer ve ambiyans katan ve farklı lezzetleriyle özellikle favorim olan karidesli humus’u ve balkabaklı mezesi ile bu tatlı kadının yerine mutlaka uğramalısınız.

Ve son olarak eski Halikarnas diskoteğinin arkasında yer alan İki Sandal’ı da çok sevmiştik. Değişik bir yer ve yemekler arıyorsanız burayı da gönül rahatlığı ile tavsiye ederim.

Avlu ve eski taş evlerden günümüze lezzet durakları olarak dönüşen mekanlardan şimdilik bu kadar. 

Gezgin Rehber